Eczacıbaşı Topluluğu Üst Yöneticisi (CEO) Atalay Gümrah, 2024’te yüzde 10 artışla 2,2 milyar avroluk ciroyu aşmayı hedeflediklerini bildirdi.
Gümrah, “İş Dünyası Söyleşileri” kapsamında AA’ya yaptığı açıklamada, küresel çapta 2022’nin başından itibaren yoğunlaşan belirsizlikler ve arz şoklarının özellikle Avrupa ekonomisi üzerindeki olumsuz etkisinin 2023 boyunca da sürdüğünü aktararak, Kovid-19 sonrası artan tüketim, Ukrayna savaşının etkisiyle artan enerji maliyetlerinin tetiklediği enflasyon, enflasyonu dizginlemek için yapılan faiz artışları ve bu dinamiklerin bölgesel olarak farklılık göstermekle birlikte küresel ekonomi üzerinde yarattığı olumsuz etkilerin son 2 yılı şekillendirdiğini anlattı.
Genel görüşler paralelinde 2024’te küresel ekonominin durağan geçeceğini öngördüklerini ifade eden Gümrah, Çin ve Almanya ekonomisine ilişkin son dönemdeki ekonomik veriler bazı olumlu eğilimlerin sinyallerini verse de ekonomik toparlanmanın 2024’ün ilk yarısında pek gerçekleşmeyeceğini, ikinci yarıda olumlu gidişata dönüşebileceğini düşündüklerini kaydetti.
Gümrah, “Gelecek yıl ABD dahil dünyada 70’ten fazla ülkede seçim olacağını düşündüğümüzde bu yılın değişkenliklere, olumlu veya olumsuz sürprizlere açık bir yıl olduğunu gözden kaçırmamak gerekiyor.” dedi.
Dünya ekonomisinde baş döndürücü jeopolitik gelişmelerin, bölgesel çatışmaların yaşandığı bir ortamda, faizlerin yükseldiği bir dönemde tüketicilerin güveninin düşük seyrettiğini, küresel tedarik zincirlerinin yeniden şekillendiğini, dış ticaret rotalarının yeniden çizildiğini aktaran Gümrah, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bu süreçte ekonomiler arasındaki ayrışımlar, korumacılığı ön plana çıkaran ekonomi politikaları ve özellikle Çin ile Batı dünyası arasındaki fikir ayrılıkları, küresel ekonomik kalkınmayı sekteye uğratma ve küresel enflasyon oranlarındaki normalleşmeyi geciktirme potansiyeline sahip. Yine Ukrayna-Rusya savaşının gidişatı, bunun enerji fiyatları üzerindeki etkisi de kırılganlık düzeyini belirleyen faktörler arasında olacaktır.
İklim değişiminin artan etkileri daha sık doğal afetler ile karşılaşmamıza neden oluyor, yoğun yağışların yarattığı seller veya kuraklıkların yarattığı kıtlıklar başta bölgesel ama sonuçta küresel etkilerini de her geçen gün artırıyor. Bunun sonucunda da dünya; kontrolsüz göç veya temel gıda maddelerinde sert fiyat değişimleri ile karşı karşıya kalıyor.”
“2024, yeni makroekonomik programın katkısıyla normalleşmenin devam ettiği bir yıl olacak”
Atalay Gümrah, yurt içinde bu yıl yaşanan gelişmelere bakıldığında, haziran başından itibaren ekonomi politikalarının rasyonel ve daha piyasa ekonomisi kuralları içinde gelişmeye başladığını gördüklerini, bu adımların ilk olumlu yansımalarını da yabancı analist, yatırımcı yorumlarında ve belirgin derecede gerileyen ülke risk priminde gözlemlediklerini ifade etti.
Gümrah, “Ancak enflasyonu ilerleyen yıllarda tek hanelere düşürebilmek ve daha sürdürülebilir bir genel ekonomik dengeye, öngörülebilirliğe ulaşabilmek için sıkı para politikasının ve mali disiplinin 2024’te de devam edeceği görünüyor. Dolayısıyla yurt içinde sıkı para politikalarının etkisini, uluslararası finans kurumlarının Türkiye’ye yönelik yatırım iştahını ve Orta Doğu’daki gerginliklerin gidişatını, ekonomimizin performansını önemli ölçüde etkileyebilecek alanlar olarak değerlendiriyoruz.” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin 2023 yılını, temelde farklı dinamiklerin şekillendirdiği iki ayrı dönemde geçirdiğini ifade eden Gümrah, şöyle devam etti:
“İlk olarak mayıs ayı sonuna kadar seçimlerin birincil gündem maddesi olduğu, kurun yoğun kontrol edildiği, düşük politika faizine rağmen kredi kanallarının özellikle kurumsal yapılara büyük oranda kapandığı, genişlemeci politikaların desteğiyle iç talebin çok canlı olduğu bir dönem geçirdik. Haziran ayından itibaren ise politik belirsizliğin ortadan kalkması sonrasında geleneksel ekonomi uygulamaları ve sıkılaştırıcı para politikasıyla ekonominin daha öngörülebilir yapıya kavuşturulduğu, döviz, faiz ve enflasyon oranlarının dengelenmeye çalışıldığı bir dönem yaşıyoruz. Yeni ekonomi yönetiminin aldığı kararları, piyasalara sağladığı öngörülebilirlik açısından olumlu buluyoruz.
2024, ülkemiz ekonomisi için 2023 ikinci yarısında başlatılan yeni makroekonomik programın katkısıyla normalleşmenin devam ettiği bir yıl olacak. 2024’ün ikinci yarısından itibaren enflasyonun düşüş trendine girmesini, iç talebin de göreceli yavaşlamasını bekliyoruz. Ayrıca, ihracatının yüzde 50’ye yakınını Avrupa’ya yapan ülkemiz ekonomisi için Avrupa’daki talebin gelişimi ve bizim Avrupa ile ilişkilerimiz son derece önemli olacaktır.”
“Doğrudan yabancı yatırımların artmasını bekliyoruz”
Eczacıbaşı Topluluğu CEO’su Gümrah, 2024’te yurt içinde ekonomik büyümenin 2023 yılı için bekledikleri yüzde 4,5’e yakın düzeylerden yüzde 4’ün altına sarkabileceğini belirterek, 2024 yılı boyunca cari dengede son aylarda sinyallerini almaya başladıkları iyileşmenin devam etmesini, dış dengedeki bu iyileşmenin kademeli olarak dış finansman koşullarına da olumlu yansımasını ve doğrudan yabancı yatırımların artmasını beklediklerini söyledi.
Gümrah, “Bu da orta-uzun vadede Türkiye’nin üretim kapasitesini destekleyecek çok önemli bir potansiyel gelişme olarak görünüyor. Bu potansiyeli etkin kullanmak için kur-faiz-enflasyon dengesinin gerçekçi şekilde yönetilmesi, özellikle ihracatın gelişmesinde son derece önemli olacaktır.” diye konuştu.
ABD öncülüğünde Batı’nın Çin’e üretimde bağımlılığını azaltma çabaları, Kovid-19 sonrası tedarik zincirlerini yakınlaştırma ve farklılaştırma arzularının Türkiye gibi üretim yetkinliğine sahip ve rekabetçi ülkelere yeni fırsatlar sunduğunu dile getiren Gümrah, “Akılcı mali politikaları sürdürüp Dünya Bankası ve benzer uluslararası endekslerdeki yatırım ortamını, iş yapma kolaylığı algılarını yükselten, rekabetçiliğini artıran bir Türkiye; bu değişimden kazançlı çıkan gelişmekte olan ülkeler arasında olacaktır.” dedi.
“Finansman kaynaklarına ulaşım ve maliyet, yatırım iştahını belirleyici temel ögelerin başında geliyor”
Atalay Gümrah, yeni ekonomi yönetiminin aldığı kararların öncelikli olarak uluslararası sermaye piyasalarında olumlu algılandığı için TL varlıklara ve Türkiye hazinesinin ihraç ettiği finansal enstrümanlara ilginin artmaya başladığını, bunu uluslararası derecelendirme kuruluşlarının Türkiye ile ilgili görünüm revizyonlarında, Türkiye’nin CDS ile ölçülen risk primindeki iyileşmede, devlet tahvili ve hisse senetlerinde artan yabancı paylarında, TCMB döviz rezervlerindeki artışta gözlemleyebildiklerini söyledi.
“Sıcak para” olarak da adlandırılan bu sermaye akışlarını temkinli olumlulukla değerlendirdiğini ifade eden Gümrah, şunları kaydetti:
“Asıl önemli olan, ülkemizin değişen tedarik zincirlerinden daha büyük pay almasını sağlayacak, kalıcı değer yaratacak doğrudan yabancı yatırımın ve Türk sanayisinin yatırım iştahını artıracak işbirliklerinin, anlaşmaların artmasıdır. Doğrudan yabancı yatırımlarda yaşanacak artış, sadece dış finansman anlamı taşımayacak, ilgili faaliyetlerde bilgi transferini mümkün kılacak ve zaman içinde ekonomimizin üretim süreçlerini modernize etmesine de imkan tanıyacaktır. Hukuk sistemi, uluslararası iklim değişimi ile mücadele anlaşmaları ve uygulamalarımızın da uluslararası standartlarla uyumlu şekilde gelişmesi ve rasyonel ekonomi politikalarının da verdiği güvenle doğrudan yabancı yatırımların zaman içinde artacağını düşünüyoruz.
Yerli sanayimiz açısından finansman kaynaklarına ulaşım ve maliyet, yatırım iştahını belirleyici temel ögelerin başında geliyor. Rasyonel ekonomik politikalara dönüş, yatırım ortamının iyileşmesi, sanayicinin özellikle ihracata yönelik yatırımlarını cesaretlendirmektedir. Bunu sürekli kılmak ise reel kur politikaları, maliyetler üzerindeki yukarı yönlü baskının kontrol edilmesi ve ülkemizin rekabetçiliğinin desteklenmesi ile mümkün olacaktır.”
“(2024’te) İkinci yarıda büyümenin güçleneceği bir dönem beklentimiz var”
Eczacıbaşı Topluluğu CEO’su Gümrah, bu yıl hem Türkiye’nin hem de Eczacıbaşı Topluluğu’nun en büyük ihracat pazarı olan Avrupa’daki yavaşlama, özellikle Almanya’da yaşanan küçülme, daha yüksek olan büyüme hedeflerine ulaşmalarını zorlaştırırken, 2022’nin son aylarında satın alımını tamamladıkları Gensenta İlaç ve Polat Maden’in katkıları ve yılın ilk yarısında iç pazarda yakaladıkları ivmeyle gelirlerinde 2 milyar avro seviyesini aştıklarını bildirdi.
Bu dönemde banyo, karo ve doğal kaynaklar gibi ihracat yoğun iş kollarının özellikle ihracat pazarlarında daralma yaşarken, tüketim ürünleri ve sağlık alanındaki iş kollarında elde ettikleri büyümeyle denge sağladıklarını kaydeden Gümrah, yeni yaptıkları yatırımlar ve satın almalar ile çalışan sayılarının 13 bin 500’e ulaştığını söyledi.
Gümrah, şöyle devam etti:
“İşlerimiz içinde sürdürülebilirliğe, dijitalleşmeye ayırdığımız hem insan hem mali kaynaklar arttı. Gelirlerimizde önemli paya sahip AB’nin 2030’lara giderken hayata geçireceği sınırda karbon ayarlaması uygulamasına hazırlık için şimdiden başta üretim tesislerimiz olmak üzere tüm alanlarda enerji dönüşümü, döngüsel ekonomi ve fırsat eşitliği alanındaki çalışmalarımıza yoğunlaştık. Üretken yapay zeka uygulamalarının küresel anlamda iş yapış şekillerini, verimlilikleri yoğun bir şekilde dönüştüreceğini görüyoruz. Bu da dijital dönüşümün ötesinde, yapay zeka uygulamalarını her geçen gün üretim süreçlerimize, iş yapış şekillerine entegre etme iştahımızı artırıyor. Bu kapsamda sevindirici bir gelişme Vitra Karo Seramik fabrikamızın Dünya Ekonomik Forumu’nun, sektörlerinde teknolojiyi, veriyi etkin kullanan kuruluşları bünyesinde barındıran Global Lighthouse Network’üne kabul edilmesi oldu.
2024’te ciromuzu avro bazında yüzde 10 artırarak 2,2 milyar avro ciroyu aşmayı hedefliyoruz. Türkiye’de 2023 yılına oranla daha yavaş bir büyümeye karşılık, uluslararası pazarlarda geçen yıl yaşadığımız daralmanın sona ererek özellikle ikinci yarıda büyümenin güçleneceği bir dönem beklentimiz var. Bir taraftan belirsiz küresel ortamda işimizi büyütmek, verimliliğini artırmak için çalışırken diğer taraftan da sürdürülebilirlik yol haritamızda emin adımlar ile yürümeye, teknolojiyi en etkin şekilde kullanmaya, tasarım ve inovasyon ile kuruluşlarımıza, ülkemize değer katmaya, istihdam yaratmaya devam edeceğiz.”
“ABD, Kuzey Afrika ve Orta Doğu’daki etkinliğimizi daha da artırmayı amaçlıyoruz”
Bu yıl yaklaşık 800 milyon avro ihracata ulaşmayı öngördüklerini, bu dönemde Avrupa pazarlarında özellikle Almanya’daki daralma kendilerini olumsuz etkilerken, Orta Doğu ve Amerika’da pozitif iş sonuçları elde ettiklerini belirten Gümrah, “İçinde bulunduğumuz iş alanlarının hemen hemen hepsinde Türkiye’nin en büyük ihracatçısı konumumuzu koruyor, geliştiriyoruz. 2024 hedefimiz, 2023’te devreye aldığımız yatırımlar ile ihracat gelirlerimizi yüzde 15 büyütmek. Bu hedefi koyarken Avrupa’daki toparlanmaya ek olarak mevcut iş alanlarımızda farklı kanallara yayılarak, yeni müşterileri portföyümüze katarak büyümeyi planlıyoruz. 2023’te daha hareketli pazarlarımız olan ABD, Kuzey Afrika ve Orta Doğu’daki etkinliğimizi daha da artırmayı amaçlıyoruz.” şeklinde konuştu.
2023’te farklı iş kollarında kapasitelerini artırmaya, sürdürülebilirlikte enerji dönüşümüne ve teknolojiye yatırım yaptıklarını anlatan Gümrah, toplam 250 milyon avroyu aşan yatırım alanları arasında öne çıkanların, Eczacıbaşı Tüketim Ürünleri’nin Manisa’da açılışını yaptıkları 5. kağıt makinesi yatırımı ve Eczacıbaşı Yapı Gereçleri’nin Bozüyük’te açılışını yaptıkları seramik sağlık gereçleri işletmesi olduğunu bildirdi.
Gümrah, “Her iki tesis de ağırlıklı olarak ihracata yönelik ürünler üreterek ülke ekonomisinin gelişimini destekleyecek. Teknolojileri yüksek, enerji tüketimleri düşük yatırımlar ile de 350 kişilik bir istihdam yarattık.” dedi.
“2024 için yatırım bütçemize 500 milyon avro ayırdık”
Atalay Gümrah, büyüme yatırımlarına ek olarak, teknolojide altyapılarının güçlenmesi, dijital dönüşüm yol haritasının ilerlemesi, verinin daha etkin toplanıp değerlendirilmesi ve akıllı üretim sistemlerine yönelik önemli yatırımları olduğunu, son olarak da yeşil enerji dönüşümü kapsamında tesislerinde 20 megavat güneş paneli yatırımına ulaştıklarını anlattı.
2024 için yatırım bütçelerine 500 milyon avro ayırdıklarını belirten Gümrah, şunları kaydetti:
“Önümüzdeki 5 yıllık dönem için ana iş kollarımızın hepsinde büyümeye yönelik yatırımlarımız devam edecek. 2024-2028 dönemi için Eczacıbaşı Topluluğu’nun işlerini geliştirmeye, büyütmeye ve iklim değişiminin etkilerini en aza indirmeye yönelik 2 milyar avroyu aşan bir yatırım planımız var. Bu dönemde yatırımlarımızda sağlık ve doğal kaynaklara daha büyük pay ayırdık. Yapı ürünleri ve tüketim ürünleri alanlarındaki faaliyetlerimiz, yatırım bütçelerinden büyüme potansiyelleri ölçüsünde pay alacaklar. Yatırımlarımızda yurt içinde olduğu kadar yurt dışında da büyümeyi destekleyen hedeflerimiz olacak. Üretim yatırımlarına ek olarak, müşterilerimize daha iyi hizmet vermek için etkin olduğumuz pazarlarda tedarik zinciri ve depolama yatırımlarımızı da artıracağız.
Mevcut iş kollarımıza güçlü yatırımlar yaparken, bu iş kollarının iş modellerini zenginleştirecek yeni girişimleri büyüteceğiz. Topluluk içinde kurduğumuz iki dijital girişimden Evital ile uzaktan sağlık hizmeti verirken, Decoverse ile banyo yenilemesini kolaylaştıracak, çeşitlendirecek e-ticaret platformunu desteklemeye devam edeceğiz. Eczacıbaşı Momentum ile de startupları doğrudan veya yatırım fonları kanalı ile desteklemeyi, azınlık hisseleri almayı sürdüreceğiz. Sürdürülebilirlik yatırımlarımızın bütçelerimizdeki payı artacak, enerjide elektrik tüketimimizi yeşile çevirecek öz kullanıma yönelik enerji yatırımları, döngüsel ekonomi yatırımları, su-enerji ve malzeme tüketimimizi azaltacak kontrol sistemleri yatırımları da odağımızda olacak.”
“Sinerji veya dikey entegrasyon yaratabilecek alanlara yatırımı her zaman değerlendiriyoruz”
Eczacıbaşı Topluluğu CEO’su Gümrah, mevcut işlerinde öngördükleri yatırımlara ek olarak, 2022’de yaptıkları gibi, içinde bulundukları iş alanlarında büyüme hedeflerini destekleyecek şirket satın alımları ve ortaklıkları değerlendirmeye devam edeceklerini, yurt içinde olduğu kadar, yurt dışı pazarlarda da satın alma veya ortaklık kurma projelerini fırsatlar oluştukça mutlaka değerlendirdiklerini söyledi.
Gümrah, “Öncelikli hedefimiz, mevcut stratejik işlerimizi büyütmek, ölçek ekonomisini, uzmanlığımızı daha etkin kullanmak. Bununla beraber işlerimizde sinerji veya dikey entegrasyon yaratabilecek alanlara da yatırım yapmayı her zaman değerlendiriyoruz. Mevcut iş kollarımızda dijital teknolojinin daha ektin kullanıldığı yeni iş modellerine yaptığımız yatırımları da geliştirmeyi, çeşitlendirmeyi planlıyoruz. Bugün hiç içinde olmadığımız tamamen yeni alanlara yatırımların temel önceliğimiz olmayacağını söyleyebiliriz ancak bildiğimiz işlerde tüketicilerin davranışlarını, beklentilerini ve taleplerindeki değişimleri yakından izleyerek fırsat göreceğimiz yeni alanlarda işbirlikleri ile büyümekten de imtina etmeyeceğiz.” diye konuştu.
Orta Doğu ve Orta Asya bölgesindeki yatırım planları
Körfez’de bölgenin en büyük ekonomisi olan Suudi Arabistan’da seramik sağlık gereçleri ve endüstriyel mineral alanlarında ortaklık ve yatırım planları olduğunu anlatan Gümrah, Orta Doğu’da önemli değişimler olduğunu, bölgede daha etkin olmak için hem üretim hem de tedarik zinciri yatırımları planladıklarını söyledi.
Orta Asya ülkelerinden Kazakistan ve Özbekistan’da başta metalik maden sahalarını geliştirmek üzere çeşitli işbirliği ve yatırım fırsatları üzerinde çalıştıklarını ifade eden Gümrah, bu coğrafyalardaki zengin doğal kaynakların etkin kullanılmasına yönelik projeler geliştirmeyi planladıklarını bildirdi.
Gümrah, “Diğer yandan Fas’ta temizlik kağıtlarında mevcut yatırımımızı ilave yatırımlarla ve fırsatlar oluştukça satın almalar ile de Kuzey Afrika’da büyütmeyi, bu bölgeyi Afrika’da daha etkin olmak için bir üs olarak kullanmayı hedefliyoruz.” dedi.
Bu yatırımlar için bugünden somut bir rakam vermenin mümkün olmadığını vurgulayan Gümrah, yatırım rakamlarının, projelerin gelişimine ve ortaklık yapılarına bağlı olarak şekilleneceğini söyledi.