Sanat güncesi
Tiyatro
- Mevzu Tiyatro/İzmir “Katil Kim?”
31 Ocak Çarşamba, saat 20.30’da, Tiyatro Peron’da sahnelenecek olan “Katil Kim?” adlı oyun, gizem dolu bir atmosferde beş farklı sosyal statüye sahip insanın kaçırılmasıyla başlayan trajikomik bir hikâyeyi anlatıyor. Yazar Gizem Gisten Kaplan ve sahneye uyarlayan Özgür Aytar, izleyicilere sürükleyici bir deneyim sunmayı amaçlıyor. Oyunda; milletvekili, hakim, polis, müteahhit ve esnaf gibi farklı sosyal statülerden beş kişi, bir odada kaçırılarak tutuluyor. Zaman içinde karakterler arasındaki statü çatışmaları azalırken, “Katil Kim?” sorusu gerginliği artırıyor. Bu trajikomik durum, izleyicilere sadece eğlenceli bir sahne performansı değil, aynı zamanda düşündürücü bir hikâye sunmayı hedefliyor. Akın Aker, Alper Varan, Kıvanç Timer, Özgür Aytar ve Çetin Çelik gibi başarılı oyuncuların performansıyla zenginleşen oyun, toplumsal sorunlara da dikkat çekiyor. Eşitsizliklerin insan ilişkilerine nasıl etki ettiğini göstererek, seyircilere sosyal mesajlar da iletiyor. “Katil Kim?” izleyicileri, gizemle komikliğin iç içe geçtiği bu sahne deneyiminde eğlenceli ve düşündürücü bir zaman geçirecekler.
- Ankara DT “Dr.Jekyll ile Bay Hyde”
Ankara Devlet Tiyatrosu, seyircilerini unutulmaz bir serüvene davet ediyor! Robert Louis Stevenson’ın ünlü eseri “Dr. Jekyll ile Bay Hyde”, tiyatro sahnesinde can buluyor. Şükran Yücel’in özenli çevirisi ve Jeffrey Hatcher’ın uyarlamasıyla, 1800’lerde İngiltere’de geçen bu etkileyici hikâye, bilim insanı Dr. Henry Jekyll’ın beklenmedik değişimleriyle dolu hayatını anlatıyor. Yönetmen Ünsal Coşar’ın ustalığıyla sahneye konan oyun, Dr. Jekyll’ın bilimsel merakını ve insan doğasının karmaşıklığını keşfetmenin ötesinde, gerilim dolu bir yolculuğa davet ediyor. Oyun, Dr. Jekyll karakterini canlandıran bir bilim insanının toplum içindeki saygın konumunu ve içindeki karanlık yüzünü temsil eden Bay Hyde karakteriyle karşı karşıya gelmesi, izleyicileri içsel çatışmalara ve doğasındaki çifte yüzlülüğe tanık bırakacak. Ankara Devlet Tiyatrosu, izleyicilere unutulmaz bir tiyatro deneyimi sunmayı amaçlıyor. Oyun, dramatik anlatımı ve gerilim dolu sahneleriyle seyircilere duygusal bir yükseklik yaşatacak. Bu heyecan dolu performans, 30, 31 Ocak ve 01-03 Şubat tarihlerine, saat 20.00’de Akün Sahnesi’nde gerçekleşecek. Ankara Devlet Tiyatrosu, seyircilere bilim, insan doğası ve içsel çatışmalar hakkında düşündürücü bir deneyim vadediyor. Biletlerinizi şimdiden temin edin ve bu unutulmaz geceye tanıklık edin!
- Sivas DT ‘Eski Fotoğraflar’
Sivas Devlet Tiyatrosu, seyircilere Dinçer Sümer’in kaleminden çıkan “Eski Fotoğraflar” adlı oyunla unutulmaz bir duygusal yolculuk sunuyor. Oyunun yönetmen koltuğunda ise Ece Okay bulunuyor. Oyun, uzun ve sıkıntılı bir otobüs yolculuğunda, soğuk bir kış gecesi karşılaşılan karakterlerin yaşamlarını anlatıyor. Sevtap, yorgun, bıkkın ve küs bir halde, Seyit iş ve işçi bulma kurumunun kapısında kâğıtlarla dolu eliyle, Nurcan ise içlerinden birinin çocukluk aşkı olarak seyirci karşısına çıkıyor. Cavit, Numan Bey ve Neslihan gibi karakterler de eski fotoğraflardan fırlamış gibi sahnede hayat buluyor. Dinçer Sümer, eserini şu sözlerle anlatıyor: “Eski Fotoğraflar’da, yazık edilmiş bir yaşamı görüşelim istedim. Çağımıza yaraşan, aydınlık, umutlu, sevgi ve barışla beslenen, onurlu bir yaşam özleminin tragedyasıdır Eski Fotoğraflar. Atatürk Kültür Merkezi Sahnesi’nde sahnelenecek olan “Eski Fotoğraflar”, 01, 02 ve 03 Şubat günlerinde,i saat 19.30’da seyirciyle buluşacak. Sivas Devlet Tiyatrosu, izleyicilere duygusal bir deneyim vaat ediyor ve sanatseverleri bu etkileyici oyunu izlemeye davet ediyor.
Opera ve Bale
- Ankara DOB ‘La Bayadère’
Ankara Devlet Opera ve Balesi, seyircilere unutulmaz bir bale deneyimi sunmaya hazırlanıyor. “La Bayadère” adlı eserin prömiyeri, izleyicileri duygu yüklü bir hikâyenin ve muhteşem dans performanslarının içine çekecek.
I. PERDE
Birinci Tablo: Kutsal Orman’daki Tapınağın Önü
Hindistan’ın mistik atmosferinde geçen hikâye, Yüce Brahman, rahipler ve tapınak dansçıları tarafından düzenlenen Kutsal Ateş Ayini ile başlıyor. Baş tapınak dansçısı Nikiya’nın yaşadığı aşk ve kıskançlık dolu anlar, perdeye yansıyacak. Yüce Brahman’ın aşkını ilan etmesi, Nikiya’nın Solor ile gizlice buluşması ve kıskançlık dolu bir intriğin fitilini ateşlemesi, izleyicilere heyecan dolu bir başlangıç vadediyor.
II. PERDE
Sarayda Bir Oda
Rajah’ın kararıyla Solor’un cesaretini ödüllendirmesi, Gamzatti ile evlenmesine kadar uzanan bu perdede, aşk ve kıskançlık arasında geçen çekişmeli anlar sahnelenecek. Nikiya’nın trajik ölümüne kadar varan bu olaylar, izleyicileri duygusal bir yolculuğa çıkaracak.
III. PERDE
Nişan Töreni ve Gölgelerin Krallığı
Solor ve Gamzatti’nin nişan töreninde Nikiya’ya düşen rol, dramatik bir dönemece yol açacak. Zehirli bir yılanın olaylara dâhil olması ve Nikiya’nın trajik ölümü, Solor’u derin bir üzüntüye sürükleyecek. Solor’un yaşadığı bu acı dolu anlar, Gölgelerin Krallığı’nda bir son bulacak ve Nikiya ile Solor, sonsuz aşkta birleşecekler.
Ankara Devlet Opera ve Balesi’nin “La Bayadère” prömiyeri, 3 Şubat Cumartesi günü, saat 20.00’de Opera Sahnesi’nde gerçekleşecek. Sanatseverler, bu büyüleyici baleyi kaçırmamak için biletlerini şimdiden temin edebilirler.
Konser
- CSO Ada Ankara / Ali İnsan Şarkılarla Örülen Hikâyeler: Anadolu’nun Unutulmaz Melodileri
Ali İnsan, kemanıyla Anadolu ezgilerini başarıyla yorumlayan yetenekli bir sanatçı olarak tanınıyor. 30 Ocak Salı günü, saat 20.00’de, CSO ADA Ankara Mavi Salon’da gerçekleşecek olan “Anadolu’nun Unutulmaz Melodileri” konseri, Anadolu’nun zengin müzik kültürünü gönüllerde canlandırmaya yönelik özel bir etkinlik. Gökyüzünün mavisiyle kucaklaşan ve toprak kokulu ovalarıyla ünlü Anadolu’nun, sadece coğrafyasıyla değil, aynı zamanda müzik kültürüyle de ön plana çıktığı bu konser, Anadolu’nun dört bir yanından yükselen halk türkülerini sanatçının özel yorumuyla dinleyicilere sunacak. Her biri Anadolu’nun farklı köşelerinden seçilmiş en güzel türküler, Ali İnsan’ın kemanı eşliğinde izleyicilere unutulmaz bir müzikal yolculuk yaşatacak. Bu konser, Anadolu’nun geçmişinden günümüze kadar uzanan müzikal mirasını canlı tutma ve kutlama amacı taşıyor. Sanatseverler, Anadolu’nun kültürel mozaiğini yansıtan bu özel şölene katılarak kendi köklerine dönmenin keyfini yaşayacaklar. Unutulmaz Anadolu türkülerinin seslendirileceği bu konser, izleyicilere Anadolu’nun zengin kültürüne daha yakından tanıklık etme fırsatı sunacak. Her bir nota, Anadolu’nun tarihini, yaşam tarzını ve kültürünü yansıtarak müzikseverleri duygusal bir yolculuğa çıkaracak.
- CSO Ada Ankara / Ankara Devlet Türk Halk Müziği Korosu – Özümden Türküler
Ankara Devlet Türk Halk Müziği Korosu, Anadolu’nun seçkin ve güzel türkülerini 02 Şubat Cuma akşamı, saat 20.00’de, CSO ADA Ankara Tarihi Salon’da seyircisiyle buluşturacak. Şef Turgay Coşkun’un yönetiminde gerçekleşecek bu özel konserde, Ankara Devlet Türk Halk Müziği Korosu’nun yanı sıra konser solistleri Cengizhan AKAR, Eyüp GÖRKEM, Nahide Saygün Akkal, Serpil Erol, Süleyman Hatunoğlu ve Yeter Köprülü Tunç sahne alacaklar. Anadolu’nun hemen hemen her bölgesinden seçilmiş türkülerin seslendirileceği bu konser, geleneksel Türk Halk Müziği’nin zengin repertuarını dinleyicilerle buluşturacak. Sanatseverlerin gönüllerine dokunacak ve unutulmaz duyguların yaşanacağı bu muazzam etkinlikte, her bir solist kendi alanında büyük başarılara imza atmış isimlerden oluşuyor. Ankara Devlet Türk Halk Müziği Korosu ve kıymetli solistleriyle geçmişten bugüne uzanan türkülerle dolu bu konseri kaçırmamanızı öneririz. Türk müziğinin zenginliğiyle dolu bu özel gecede gönül dolusu duygulara tanıklık edebilirsiniz.
Sergi
- Galeri Soyut Çayyolu / Ankara
Devrim Erbil ve Erol Evgin “Yan Yana”
Ankara’nın önemli sanat mekânlarından biri olan Galeri Soyut (Çayyolu), çağdaş sanatın öncü isimlerinden ressam Devrim Erbil ve müzisyen/ressam Erol Evgin’in “Yan Yana” adlı sergisine ev sahipliği yapıyor. 28 Ocak’ta kapılarını sanatseverlere açan sergi, 16 Mart’a kadar ziyaret edilebilecek. Serginin küratörlüğünü üstlenen sanat yazarı İbrahim Karaoğlu, sergiyi şu sözlerle tanımlıyor: ” ‘Varoluş mekânsaldır’ diyen Merleau-Ponty ne kadar da haklıdır. İnsanın bedeni ve duyguları, düşünceleri mekâna bağlı ve bağımlıdır. Varoluş, yalnızca maddesel değil, aynı zamanda ruhsal yönüyle de mekânsaldır.” “Yan Yana” adlı sergi, her iki sanatçının kendine özgü tarzlarıyla, yaşadıkları mekânları büyülü sanatsal yapıtlara dönüştürdüğü bir buluşma niteliği taşıyor. Devrim Erbil’in resimleri, geçmişle gelecek arasında bir köprü kurarak izleyiciyi belleğin derinliklerine davet ediyor. Erol Evgin’in müzikle resmi harmanladığı eserleri ise mekânın ruhuyla bütünleşen bir atmosfer oluşturuyor. Sergi, ait olma ve ilişkinlik üzerinden şekillenen bir yer duygusunu ele alarak, izleyicilere “var olma” ve “yer” kavramlarını sorgulama fırsatı sunuyor. İki ünlü sanatçının eserleri, ziyaretçilere benzersiz bir sanat deneyimi yaşatmayı hedefliyor. Galeri Soyut, “Yan Yana” sergisi ile sanatseverleri büyülü bir yolculuğa davet ediyor. Sergi, 16 Mart tarihine kadar Galeri Soyut (Çayyolu)’nda ziyaret edilebilecek.
- Galeri Soyut Çankaya/Ankara
Maahyar Charmachi “Satranç, Çember, Tarih ve Diğer Şeyler”
Ankara’nın sanat sahnesine yeni bir soluk getiren Galeri Soyut / Çankaya, 27 Ocak – 14 Şubat 2024 tarihleri arasında Maahyar Charmachi’nin kişisel resim sergisine ev sahipliği yapacak. “Satranç, Çember, Tarih ve Diğer Şeyler” isimli sergi, günümüz insanının yaşadığı rollerin post-kavramsal bir bakış açısıyla ele alındığı özgün bir koleksiyon sunuyor. Galeri, ziyaretçilerini modern Ortadoğu sanatının etkileyici bir temsilcisi olan Maahyar Charmachi’nin eserleriyle buluşturacak. Sanatçının, Da Vinci, White, Rothko, DeKoning, Hirst gibi ünlü sanatçıların başarılarını günümüz insanının yaşadığı rollerle birleştiren eserleri, izleyicilere benzersiz bir deneyim sunmayı hedefliyor. Sergi, günümüz insanının bireysel, ailesel, sosyal ve tarihsel roller arasındaki çatışmaları ve bu rollerle baş etme çabalarını post-kavramsal bir perspektifle ele alarak ziyaretçilere düşündürücü bir deneyim sunacak. Maahyar Charmachi’nin tuhaf ve kuralsız rollerle mücadeleyi resmettiği eserler, izleyicilere kendi varlıklarını sorgulama ve anlamlandırma fırsatı sunacak. Sergi, 14 Şubat 2024 tarihine kadar ziyaret edilebilecek. Sanat tutkunları, bu özel sergiyle günümüz insanının statü krizine ve rollerine dair derinlemesine bir düşünce yolculuğuna çıkabilirler.
- Sevgi Sanat Galerisi/Ankara
Murat Oğuz “Sessizlikte Yankılanan Ruhlar”
Gazi Üniversitesi Resim Anasanat Dalı mezunu sanatçı Murat Oğuz’un, duygu yüklü resim dünyasını keşfetmek için Sevgi Sanat Galerisi’nde açtığı kişisel sergi, izleyicileri bir içsel yolculuğa davet ediyor. Oğuz’un sanat yolculuğu, çocukluğunun kederli kış gecelerinden, annesinin yorgun dizleri üzerinde dinlediği Acem masallarından ilham alıyor. Resmin, trekked bir gaz lambasının aydınlığında can bulduğu o anları, melankolinin ve hüznün izlerini içinde taşıyor. Resim yapma isteği, bir mavi gökyüzü parçasının yüreğinin derinliklerinde belirdiği bir anla başlıyor. Geçmiş zamanın hüznünü özenle işleyen sanatçı, gözün gördüğünden çok daha fazlasını arıyor tuvalinde. Bazen bir şiiri resmetti, bazen bir resme yazdığı şiirle duygularını ifade etti. “Gülün mürşidi çoğ idi, vardım bir dikene talip oldum” diyerek, figürleriyle sessiz bir ızdırap içine girdi, kuzgun bedeniyle çığlıklar attı. Murat Oğuz’un resimlerinde yankılanan sessizlik, zamanın katmanları arasında bir yolculuğa dönüşüyor. Karakuşun çığlığı, izleyicileri yıldızların zamanına davet ediyor. Sanatçı, Gazi Üniversitesi’nde aldığı resim eğitiminin ardından Antalya Bilim Üniversitesi’de iş sağlığı ve güvenliği alanında yüksek lisans yaptı. Millî Eğitim Bakanlığı bünyesinde tasarladığı ders kitapları, fotoğraf, karikatür, grafik ve illüstrasyon çalışmaları, onun sanat anlayışını çeşitlendiriyor. Murat Oğuz’un dokuz kişisel sergi, birçok karma sergi ve fuar deneyimi, sanatının çeşitli mecralarda tanıtılmasını sağlamıştır. Sevgi Sanat Galerisi’nde 10 Şubat 2024 tarihine kadar sürecek olan sergisinde, sanatseverler Murat Oğuz’un ruhunu yansıtan eserlerle buluşabilirler.
Kitap
- Ausgang/Serkan Türk
Serkan Türk’ün kaleminden çıkan “Ausgang”, sıradan hayatların arkasındaki renkli, ahenkli ve göz kamaştırıcı hikâyeleri okurlarıyla buluşturuyor. Roman, tavus kuşu gibi kuyruğunu açmış hayatların bir araya geldiği, iç içe geçmiş zamanların ve mekânların izini sürüyor. Yazar, bu eserinde diller, coğrafyalar, inançlar ve gelenekler aracılığıyla okurlarını farklı hayatlara sürükleyerek, hüzün ve acıyla kesilen anların tatlarına dokunmalarını sağlıyor. Kitap, zamanın kendi hikâyesini anlatırken, her karakterin gözlerine inen perdede bir gölge oyunu gibi hayatın karmaşasını ve derinliklerini sergiliyor. “Ausgang”, insanın kendi gölgesinden çıkışının hikâyesini işleyerek, her sayfada okura tavus kuşu yumurtasının varlığını hissettiriyor. Hayatın sıradan akışında bile gizlenmiş olağanüstü anları keşfetmeye davet eden bu roman, okurlarını duygu dolu bir yolculuğa çıkarıyor. Serkan Türk “Ausgang” ile okurlarına lavanta çiçeği kokan kederlerin içinde, unutulmaz bir deneyim sunuyor.